Tetik Noktalar (trigger points), en basit tanımıyla, kas dokusunda oluşan ufak kasılma düğümcüklerdir.

Tetik nokta terimi 1942 yılında Dr. Janet Travell tarafından tıp literatürüne girmiştir. Batı tıbbında tetik nokta biliminin kökleri 1800’lü yıllara kadar uzanır. Dr. Janet G. Travell ve Dr. David G. Simons tarafından yazılan iki ciltlik “Miyofasiyel Ağrı ve İşlev Bozukluğu: Tetik Nokta El Kitabı”’nın ilk dört bölümünde tetik nokta ve yansıyan ağrı bilimi konusunda bilinen her şey detaylı olarak sunulmuştur. Konuyla ilgili iddialarını, yazdıkları yüzlerce makaleye dayanarak ispat etmişlerdir. Janet Travell ve David Simon’un kişisel uzmanlıkları oldukça etkileyicidir.

Travell ve Simons, tetik noktaları “gergin kas dokusu içinde hissedilebilen aşırı huzursuz bölgesel hassasiyet nodülleri” olarak tanımlamışlardır. Parmak ucunuzla, toplu iğne başından bezelye büyüklüğüne kadar değişen boyutlarda düğüm ve yumru olarak hissedilir. Ayrıca kas dokusundaki tetik noktalar, elektron mikroskobu ile de fotoğraflanmıştır. Tetik noktalara bası uygulandığında acı hissedilir.

Travell ve Simons, ağrı kliniklerinde yaptıkları araştırmalarda, ağrıların %93’ünde tetik noktaları bulmuş ve %85’inde ise tek neden olarak bunları görmüştür.

TETİK NOKTA NE DEĞİLDİR

Pek çok insan, tetik noktalar ile akupressure noktalarının aynı şeyler olduğunu düşünür. Akupressure noktaları, vücudun varsayılan enerji yollarındaki meridyenler üzerindeki enerji konsantrasyon veya blokaj noktalarıdır. Tetik noktaları ise gösterilebilen fiziksel bir olaydır. Akupressure noktaları, eğer tetik noktalar ile çakışmıyorsa dokunmakla acıya sebep olmaz. Akupressure ve akupunktur, ağrıyı geçirmede en büyük başarıyı aynı noktada tetik noktalar içerdiklerinde gösterir.

Genellikle tetik noktalar kastedilerek “basınç noktaları” deyimi de kullanılır. Ancak basınç noktası, bir yarada kanamayı durdurmak için basılması gereken noktalar olup tetik nokta değildir.

Tetik noktalar ayrıca fibromiyaljinin tanısında kullanılan “hassas noktalarla” da karıştırılır. Tetik noktaları hassas noktalardan ayırmanın net bir yolu vardır. Tetik noktalarda ağrı oluşturmak için bastırmak gerekirken, hassas noktalara el bile süremezsiniz.

TETİK NOKTA NEDENLERİ

  • Kasların aşırı ve bilinçsiz kullanımı
  • Gerilim, endişe ve günlük stres
  • Kaza, ani hareket, düşme, burkulma
  • Aşırı kilo, kemik yapısındaki bozukluklar, duruş bozuklukları
  • Kötü çalışma koşulları, tekrarlayıcı yüklenme
  • Hareketsiz yaşam tarzı, egzersiz yapmama
  • Ameliyatlar, atel, askı, alçı, kalça kasına enjeksiyon
  • Kas metabolizmasının bozulması (kimyasal yada hormonel)
  • Vitamin B1, B6, B12, C, folik asittir, kalsiyum, demir, magnezyum ve potasyum mineral eksikliği

TETİK NOKTA FİZYOLOJİSİ

Kas kitlesinde kasılmanın gerçekleştiği mikroskobik birime sarkomer denir. En küçük hareket için bile milyonlarca sarkomerin kasılması gerekir. Aşırı uyarılmış sarkomerlerin kasılmış halinin gevşeyemediği durumlarda tetik nokta gelişir.

Aşağıdaki şekilde, kas lifleri içindeki birkaç tetik nokta gösterilmektedir.

A harfi ile gösterilen bölge gerilip kasılmamış normal kas dokusudur. Lifin içindeki paralel çizgiler, her bir sarkomerin (kaslarda kasılmayı sağlayan yapılar) uzunluğunu göstermektedir. Herbir sarkomer lif içinde uzunlamasına yerleşmiştir.

B harfi ile gösterilen bölge, tetik noktayı karakterize eden ve maksimum kasılma durumundaki sarkomerleri içeren kas lifleri düğümleridir. Kasılmış düğümün ampülümsü görünümü, kas lifinin kasıldığında daha kısa ve geniş hale geldiğini gösterir.

C harfi ile, kasılma düğümünden kasın tutunma yerine kadar olan kas lifi gösterilmektedir. Burada sarkomerleri temsil eden yatay çizgilerin aralarının ne kadar açık olduğuna bakarak, kasılma düğümlerinde kas liflerinin nasıl da çok gerildiği anlaşılabilir. Bu gerilmiş kas lifleri, sıkı bantlardaki gerginlik ve sertliğin nedenidir.

Normalde sarkomerler, metabolik ihtiyaçları sağlayan kılcal kan damarlarını kasıp gevşeterek mini bir pompa gibi davranır. Tetik nokta sarkomerleri ise devamlı kasılı kalarak o bölgede dolaşımı durdurur. Oksijensizlik ve metabolitlerin birikimi tetik noktaları rahatsız eder. Tetik noktalar bu acil duruma, beyin tarafından kasın rahatlaması için gereken yapılana kadar ağrı sinyalleri göndererek karşılık verirler.

Tetik noktaların dağılımı kişiler arasında farklılıklar göstermektedir. Baş, boyun, omuz kuşağı ve belde vücudun diğer bölgelerine göre daha fazla tetik nokta oluştuğu gösterilmiştir. Tetik noktadan yansıyan ağrı boyun ve omuz kuşağı bölgesinde, diğer bölgelere göre daha fazla olarak görülmektedir.

Tetik noktalar aktif ve latent olarak ikiye ayrılır. Aktif tetik nokta (ATN) istirahat veya aktivite sırasında ağrıya neden olurken, Latent tetik nokta (LTN) ise sadece palpasyon ile ağrılıdır. Ayrıca gerilme, travma, kasın aşırı kullanılması veya soğuk ile bu latent tetik noktalar aktifleşebilir.

Tetik noktalar ağrıya neden olmadan yıllarca sessiz kalabilmektedir. Yaşlılarda, sessiz tetik noktalar, yıllar içinde birikip donmuş eklem ve hareket kısıtlılığına neden olabilmektedir. Gençlerde, sessiz tetik noktalar, devamlı kas gerilimine neden olup, kas bağlantı yerlerinde eklemleri bozup kireçlenmenin en sık nedeni olmaktadır.